ISPARTA-İSTANBUL BİSİKLET TURU 22. GÜN (2. KISIM) – SON- - Ayetullah Kılınç

ISPARTA-İSTANBUL BİSİKLET TURU 22. GÜN (2. KISIM) – SON-

22. Gün (Biga-Biga Çıkışı-Biga) (43 km) (2. Kısım) 

Kazadan sonra kurban kesiminin yapıldığı bir yerin önünde olduğunu fark ettim. Aracın sahibini bulmak için bisikleti sürükleyerek oraya gittim. Aracın sahibini bulup, durumu anlattıktan sonra aracın yanına geri döndük. Arabada önemli bir şey yoktu. Sadece düşen kedi gözünü yerine oturttuk.

Biga'ya ya da Bandırma'ya nasıl gidebileceğimi öğrenebilmek için tekrar mezbahaya gittim. Kurbanlar kesiliyor, etler pişiriliyordu. Bir abi yanına davet etti. “Geçmiş olsun.” dedi. Olayı çarptığım aracın sahibiyle konuştuğum sırada duymuş. Onunla konuşurken başka bir abi geldi. Bisikleti görmüş. “Geçmiş olsun delikanlı.” dedi. “Merak etme benim Biga’da tanıdığım bir bisikletçi var. Arabamda geniş beraber gideriz. Eğer acelen varsa seni hemen de götürebilirim.” diye devam etti. Kurbanın kesilmesini bekliyormuş. Bir acelem olmadığını söyleyip ilgisi için teşekkür ettim.  Bunu konuşurken bir yandan bir tabak pilav ve kavurma, bir yandan ayran geldi. Turum hakkında sohbet ettik. Sonra tatlı geldi. Geldiğim yerleri gördüklerimi anlattım. Muhabbet koyulaşınca şaka da yapmaya başladılar. “Ulan duran arabaya da çarpılmaz ki!”. Valla doğru ama ben çarparım.
Muhabbet devam ederken kurban kesimi tamamlandı. Bisikleti, kurbanlıkları arabaya yükleyip tekrar Biga’ya geri döndük. Abi, motosiklet-bisiklet tamircisini arayıp dükkâna geleceğimizi söyledi. Elinde bisiklet maşası olup olmadığını sordu. Yokmuş ama oraya vardığımızda, maşayı demir profille eğip bükerek ciddi ölçüde düzeltti. Çarpmanın etkisiyle ön fren papuçları da hasar almıştı. Maşa düzelmeden de tam düzeltmenin bir yolu yoktu. Ön fren performansı ciddi oranda düşmüştü ama en azından bisiklet yürür duruma gelmişti.
Benimle bu kadar yakından ilgilenen Mehmet abi büyük bir motosiklet tutkunuydu. Yaşı -tahmini- 60 civarındaydı. Geçmişte Balkanları, Türkiye’nin tamamını dolaşmış. Yakın geçmişte de tekrar küçük bir Balkan turu yapmış. Eşi Vanlıymış ve eşiyle beraberde Doğu Anadolu turu yapmışlar. Eşinin kardeşi de büyük bir motosiklet tutkunuymuş. Bir kazada vefat etmiş. Bu olay onları kötü etkilemiş fakat sonrasında bir korkuya dönüşmesine engel olmuşlar. Devam etmişler. Korkunun esiri olmamışlar. Önemli olan bu! Devam etmek...
 Mehmet abinin o gün evinde kalmam için ne kadar ısrar ettiğini anlatamam. Eşiyle de tanıştım. “Hemşehrim seni bırakmayız.” dedi. Kurban bayramı olması dolayısıyla tekliflerini üzülerek reddettim. Çünkü gelen gidenleri çok olurdu. Ya da bir yerlere gitmeleri gerekebilirdi. Engel olmak istemedim. Normal bir gün olsaydı davetlerini geri çevirmezdim. Kendisine, burada bir arkadaşım olduğunu ve bisikletin bu durumuyla da uzun süre sürmenin riskli olduğunu söyleyip, gece otobüsüyle İstanbul’a gideceğimi söyledim. Başıma bu kaza gelmeseydi böyle güzel bir insan ve gezginle karşılaşamayacaktım. Devam etme direncini göstermeme gerek bile kalmadan, bu kaza yeni bir yol açtı ve güzel insanlarla tanıştım.
Kendisine ve eşine teşekkür edip yanlarından ayrılıp, İlyas’ı aradım. Arkadaşlarıyla dün oturduğumuz yerde olduğunu söyledi. "Bekleyin, geliyorum" deyip, yanlarına gittim.
Yanlarına vardığımda kazayla ilgili olanları başımdan geçenleri, Mehmet Abi’yi ve onun ailesini anlattım. Önce bir üzüntü sonra da küçük esprilerle bu konuyu kapattık.
İnternetten bir otobüs bileti buldum. Gece saat 2’deydi. Saat 12 gibi İlyaslarla tekrar vedalaştım. Onlar ayrılıp köylerine gittiler. Aslında İlyas kalmak istedi. Ama akşam motoruyla gelmemişti. Yanımda kalsaydı köyüne gitmesi sıkıntı olurdu. Gitmesi konusunda zorla ikna ettim.
Otogara gittiğimde birde kimi göreyim? Çanakkale'de görüştüğüm Emre Uçmak da otogardaymış. İstanbul'a gideceklermiş. Ama otobüs saatlerimiz farklıydı. Önce ben başımdan geçenleri anlattım. Sonra o yaptıklarını anlattı. Yaşadıklarını anlattı. Düğün hazırlıkları, evlenme süreci... Beterin beteri var. Benim kaza, evlilik stresinin yanında sinek ısırığı gibi kalıyor. Hatta sinek ısırığı bile insana zevk verir, insanı tatlı tatlı kaşındırır. 

Emre'nin eşi Birsen’le ve Birsen’in annesiyle de o gün tanışmıştım.
Bir sene sonra yaz döneminde Emre ve eşi Birsen’le Burdur Salda Gölü’nde tekrar görüştük. Beraber yaptığımız kampında güzel bir hikayesi var. İleride bununla ilgili de yazacağım.

Emrelerin otobüsü önce geldi. Onları yolcu edip uğurladım. Sonra benim otobüsüm geldi. Otobüs boş olduğu için bisikleti üzerindeki eşyalarla birlikte bir bütün olarak bagaja yerleştirdim.

Otobüs sabaha karşı Gebze’de oldu. Bisikletle onca yol geldim. 3-4 saatlik otobüs yolculuğunun yorduğu kadar yorulmadım.

Otogarda, abim beni karşıladı. İlk söylediği şey “Nedir oğlum bu halin!” oldu. Kapkara olmuştum. Üstümde de yününü salmış beyaz bir hırka vardı. Bayağı salaş haldeydim. Abim küçük çaplı bu şaşkınlığını atlattıktan sonra “Bravo lan sana!” dedi. 


Turumu bir çorbacıda kutladık. Sonra eve geçtik.

Bu turu sandalet giyerek gerçekleştirmiştim. Turun sonunda ayağımda oluşan desen "tur nişanım" oldu.
"Tur nişanım" Muhteşem bir şaheser... 
22 gün süren yolculuğumda 1505 km bisiklet sürdüm. Toplamda, yaklaşık 19680 m tırmanış, 20715 m iniş yaptım.

Hayatıma anlam katan ve hala katmaya devam eden bir yolculuğun, ilk büyük adımını böyle atmış oldum.

Bu yolculuğun ardından yorgun, -yorgun olduğumdan daha da çok- mutlu, huzurlu ve de gururlu bir halde yatağa uzandım. Gözlerimi kapattığımda hala karşıdan esen rüzgarı, denizdeki dalgaların sesini duyuyordum. Marmaris'teki yokuşu çıkarken gördüğüm renkli toz taneciklerini, gök kuşağını görüyordum. Sonrasında:

Uyudum.

Uyudum.

Uyudum...

                                                           -SON-
                                 “Rengârenk dünyada bir adam gezer,
                                   Ne zengin ne fakir ne mümin ne zındık”
                                                                             Ömer Hayyam
                                                        

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Mükemmel bir tur. Mükemmel bir yazı. Umarım daha güzellerini de yaparsın.

    YanıtlaSil